BAŞKANIN MESAJI

VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR


Baskanin Mesaji

     VATAN SEVGİSİ İMANDANDIR

     Son yaşadığımız kahpe darbe teşebbüsü, Türk insanının vatanı için neler yapabileceğini bir kez daha gösterdi. O kara gecede gösterilen kahramanlıklar kitaplara sığmaz. Çanakkale’de, biraz sonra ölüm sırasının kendine geleceğini gördüğü halde metanetini hiç kaybetmeyen kahramanların torunları, aynı kahramanlıkları bu kez, kendi askerinin içine sızmış kahpelerden gelen kalleş saldırıya karşı gösterdi. Kendi vergileri ile alınan silahlara ve bombalara karşı kahramanca direndi ve tarihte eşi görülmeyen bir mücadele örneği gösterdi.

     Yazıklar olsun, bu milletin ekmeğini yiyerek, bu milletin kurumlarında barınıp maaş alarak, bu milletin nafakasından kesip ödemiş olduğu vergilerle alınan tankımızı, helikopterimizi, uçağımızı bize doğrultan soysuzlara ve kanı bozuklara yazıklar olsun. Bunları destekleyenlere ve içinde barındıranlara da yazıklar olsun.

     Umarız ki, sadece gönül bağı olanlar, sempati duyanlar, bu olaylar karşısında gerçeği kavrayıp pişman olmuşlar, tövbe edip iman ve nikah tazelemişlerdir. Çünkü; kelime-i tevhid’in ilk kısmını söyleyip ikinci kısmını teferruat olarak kabul etmek, Allahü tealanın kendi ismi ile beraber zikrettiği, âlemlere rahmet olarak gönderilen peygamberimizi hafife almak olur ki neticesi insanı dinden çıkarır. Günümüzdeki hıristiyan ve yahudilerin de cennete gideceğini söylemek, yani dinler arası diyalog saçmalığı, insanın imanını götürür, imanı gidenin nikahı bozulur.

     Biz bu yapıyı kırk yıldır tanıyoruz. Kırk yıl önce nasıl tanımışsak hiç değişmediler, hep bu günleri hayal ettiler. Ne yazık ki, devletin yetkili makamlarında oturanlara bunların gerçek yüzünü anlatmak kolay değildi. Nitekim en yetkili ağızlardan ifade edilmedi mi, ‘kandırıldık’ diye.

     Bunlar hep Allah dedi, Kur’an dedi, hizmet dedi. Öğrenci okutuyoruz, ilim adamı yetiştiriyoruz, gariplere yardım ediyoruz dediler. Aldattılar milleti aldattılar. Hem de gözümüzün içine baka baka aldattılar. Kafirler de Müslümanları tuzağa düşürmek için binlerce sayfa kitap yazar, hep doğru bilgiler nakleder, ama içinde birkaç yere îtikâdi mevzuda yanlış bilgileri yerleştirerek insanları zehirlermiş. Aynı metodu uyguladılar alçaklar. Umarız içimize yerleşmiş olan bu urlar ya pişman olur tövbe ederler ya da kökleri kazınır.

     TARAFINI BELLİ ETMEK

     Bu kalleş hâdisede vatandaş tarafını huzurdan yana koydu. Parti ayırmaksızın, bayrağını kapan herkes meydanlara koştu ve demokrasiye sahip çıktığını gösterdi. Tankın paletleri altına yatma cesaretini her babayiğit gösteremez. Kendisine doğrultulan silahı hiçe sayarak namlunun ucuna hücum edebilen, kurşunlara kafa atan kadın ancak Türk olabilir. Havadaki kahpe pilotun kullandığı uçağa çakaralmaz tabancasıyla ateş etmek, yüksek binalara çıkarak uçağın üzerine atlamayı ve uçağı düşürmeyi hayal etmek ancak bizim çılgınlara mahsusu bir haslettir. İyi ki bu çılgınlarımız var, iyi ki varsınız güzel yurdumun saf ve berrak insanları, sağ olun, var olun, vatan size minnettar.  

     Siz meydanlara koşup tankların ve namluların önüne atlarken, birileri açmış ellerini bu kalkışmanın başarısı için dua ediyordu. Ya Rabbi bu nasıl akıl tutulmasıdır, kendi sade vatandaşının üzerine uçak ve helikopterden, tanklardan acımasızca ateş edenlerin muvaffak olması için dua edenler, birlikte aynı mahallede yaşadığımız, aynı apartmandan komşumuz olan insanlardı. Bu insanlarla aynı camide, aynı safta, aynı kıbleye yönelip Yüce Allaha secde ediyoruz. Bu akıl tutulmasını izah edebilen varsa lütfen açıklasın.

     Bu tür insanların, üzerimize oynanan oyunları görmesi ve pişman olması için dua ediyoruz. Çünkü aynı geminin yolcularıyız, bizim sığınabileceğimiz başka bir vatan yok. Bu gemi batarsa hepimiz birlikte batarız. Bizim bizden başka dostumuzda yok, biz birlikte yaşamak zorundayız.

     Bu vatanın bölünmesinden ve parçalanmasından kimler memnun olur buna bakmak lazım. Bu kavga, bu kalkışma kime ve neye hizmet bunu iyi düşünelim. Bizi savaş meydanlarında yenemeyeceğini anlayan düşmanlarımız, nefsimize hoş gelen, kural ve kaidelerin yok edildiği veya yumuşatma adı altında bozulduğu, kısacası içi boşaltılmış bir İslamiyet ihdas ederken, aslında bizi biz yapan değerlerimizi yok ettiler. Îtikâdi konularda tuzaklar hazırlayarak, kendilerine maşa olarak seçtikleri figüranlara gözyaşı döktürerek çok kimseyi aldattılar ve bizi bize düşürdüler.

     Atalarımızın temiz kanlarıyla yoğrulmuş olan bu temiz ve mübarek vatan toprağını, onlardan emanet aldığımız gibi tertemiz ve tek parça halinde torunlarımıza teslim edelim, tuzaklara düşmeyelim.

     Hepinize sağlıklı ve huzurlu günler temenni ediyoruz efendim.

28.07.2016

Muzaffer İşcan

Site Yönetim Kurul Başkanı

DİĞER YAZILAR